NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى
حَدَّثَنَا
مُعَاذُ بْنُ
هِشَامٍ
حَدَّثَنِي
أَبِي عَنْ
قَتَادَةَ عَنْ
أَبِي
بُرْدَةَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ أَنَّ
أَبَاهُ
حَدَّثَهُ
أَنَّ
النَّبِيَّ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كَانَ إِذَا
خَافَ
قَوْمًا
قَالَ
اللَّهُمَّ
إِنَّا
نَجْعَلُكَ
فِي
نُحُورِهِمْ
وَنَعُوذُ
بِكَ مِنْ
شُرُورِهِمْ
Abdullah b. Kays (Ebû
Musa el-Eş'arî)'dan rivayet edildiğine göre,
Resulullah (s.a.v.) bir
kavimden korktuğu zaman;
"Allahım! Senin,
onların karşısına dikilmeni istiyoruz. Onların şerlerinden sana
sığınıyoruz" derdi.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, IV,
414, 415.
"Senin onların
karşısına dikilmeni istiyoruz" diye terceme ettiğimiz cümlesi, Allah dan
düşmanların yönünü geri çevirmesini, serlerini defetmesini, müslümanlarla
kâfirler arasına girmesini istemek mânâsına bir duadır. Çünkü Allah'ın kendilerine
hasım olduğu bir milletin iflah olması mümkün olmadığı gibi, Allah'ın taraftan
olduğu milletler için de yenilgi ve zillet söz konusu olmaz. Hadis-i şerif
düşmandan korktuğu hallerde, Hz. Peygamber'in metinde geçen ifâdelerle Allah'a
dua ettiği anlaşılmaktadır. "İnsan ve cinlerin şerrinden korunmuş olan
Allah Resulü, nasıl olur da düşmandan korkar ve öyle dua etme ihtiyacını
hisseder?" şeklindeki muhtemel soruyu şu şekillerde cevaplamak mümkündür.
1. Peygamber
(s.a.v.)'in beşer olma haysiyetiyle böyle bir korkuya düşmesi muhtemeldir.
Çünkü korkma insanda psikolojik bir vakıadır.
2. Hz. Peygamber'in
korkusu kendisi açısından değil, ashabı yönündendir.
3. Resulullah (s.a.v.)
korkmamıştır. Bu duayı ümmetine öğretmek için yapmıştır.